Bulduğum fırsatta sizlerle paylaşmak istediğim şeyler
oluyor.
Geçen defa Hocamızın, annesi hakkındaki kaygısını
paylaşmıştım ki şu anda birçok masumun, mazlumun kaygısı, derdi ve hatta kaybettiklerinin
ifadesiydi o.
Artık toplum olarak derin bir yaraya dönüşen
bir konu bu;
Zulümle;
Kaybedilen günler,
Kaybedilen kıymetli anlar,
Kaybedilen hayatlar,
Beyni kemiren ve dinmek bilmeyen tasalar,
Ve asla geri gelmeyecek olanlar…
Düşünmesi bile çok ağır ya bir de yaşaması!
…..
Hocamıza ara ara mektup yazıyorum. Ondan size yazdığım gibi
sizden de ona tercüman olmaya çalışıyorum.
Geçen ki mektubumda kendisinin söylediği mısradan yola
çıkarak ona, Necip Fazıl’ın ‘Zindandan Mehmed’e Mektup’ şiirinin son yarısını
yazdım.
Hocamın normalde şiir bilmediğini biliyorum ama ‘bu şiirin başını
neden yazmadın’ dedi. Ben de “baş kısmı karamsardı o yüzden” dedim. “Ümitvar
olan kısmını yazdım.”
Baş kısmını kendisi söyledi. Demek ki eskiden aklında
kalmış.
“Zindan iki hece, Mehmedim lafta
Baba katili ile baban bir safta”
Ve sonra yüreğimi
yaralayan o cümlelere bir yenisini daha ekledi.
“Biz de öyle olmuşuz” dedi. “Ben ömrüm boyunca günahlarla,
haramlarla, suçla mücadele ettim. Şimdi bizi teröristle, suçlularla aynı safta
tutuyorlar” dedi.
“Kimsenin öyle tuttuğu yok” dedim. “Herkes biliyor sizin ne
kadar temiz bir insan olduğunuzu, burada neden bulunduğunuzu herkes çok iyi biliyor!”
İçeri atanlar bile biliyorlar her şeyi… Ama bugünler suskunluk günleri… Herkes
susuyor şimdi!
Ama baktım çok zoruna gidiyor.
Hocaefendi çok onurlu
bir insan!
Hayatında onurunu, şerefini zedeleyecek en küçük bir söz
veya davranışı olmamıştır diyebilirim.
Hatta kendisinin tertemiz olduğu bir yana tertemiz bir nesil
yetiştirmek için gece gündüz mücadele etmiş, onun vesilesi ile niceleri nice
günahlardan vazgeçmiştir. Buna şahit binlercesi var.
Böyle temiz bir hayat yaşayıp, tüm suçlarla mücadele edip da
suçlu muamelesi görmek çok zordur elbette…
Zaten hepimize de
dokunan bu değil mi? Onun o tertemiz hayatına rağmen gördüğü bu muamele!
Kilitli kapılar ardına alınması…
İnsanlarla diyaloğunun kesilmesi…
Tamamen zulüm bu!
Ondan memleket asla zarar görmedi görmez de ama ondan zarar
görenler belli!
Ondan zarar görenler ona zarar vermek istedi sadece, olan
bu!
Ama başaramayacaklar!
Hiçbir şey yapamayacaklar!
Ne hayatını, ne de itibarını asla zedeleyemeyecekler!
Yapamadılar da!
Muhterem Hocamız, ne kendisinin ne de bizim başımızı öne
eğecek hiçbir şey yapmadığı gibi onun vesilesi ile başımız dimdik geziyoruz
meydanda!
İşte biz böyle bir Hocanın talebeleriyiz…
Hakkı korkusuzca konuşan,
İnsanların maslahatı için rahatından, hayatından vazgeçen
bir kanaat önderi var önümüzde,
Onunla gurur
duyuyoruz, onun arkasında duruyoruz, gerekirse önünde siper oluruz…
Bu duruşumuzla da şeref
buluyoruz.
Onurluyuz…
…..
Şu anda Türkiye’de
aklı başında olup da
Onu suçlu gören kimse yok!
Ya da her zaman dediğim gibi,
Onun suçunu
herkes biliyor:
Doğruları korkusuzca
söylemek!
Memlekette şu anda hakkı konuşmak suç değil mi?
BÖYLE SUÇA CAN
KURBAN!
Semra KUYTUL
11.03.2018
Allah sabredenlerle beraberdir hocam kimin haklı kimin haksız olduğunun daha adaletli yerde her şey daha açık şekilde hem de tüm insanlığın önünde açıklanacak
YanıtlaSilAllah sabredenlerle birliktedir 🙏
YanıtlaSilAllah Sabredenlerle Beraberdir Biiznillah ☝
YanıtlaSil