Ben Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin Eşi Aynı Zamanda Dava Arkadaşı
Semra Kuytul!
Bildiğiniz gibi 4 ay önce, 30
Ocak’ta Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfına ve 24 evimize operasyon gerçekleşti ve
Alparslan Kuytul Hocaefendi ile birlikte 4 arkadaşımız tutuklandı. Alparslan
Kuytul Hocaefendi 4 aydır Bolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tecrite tabi
tutuluyor ve hiçbir sosyal hakları verilmiyor. İlk duruşma müzekkeresine hiçbir
dayanak olmaksızın ‘terör örgütü üyesi’
yazmış (ve bunun sebebini hiçbir yetkili izah edemiyor) öte yandan ‘terör örgütü lideri’ gibi muamele
görerek ağır şartlarda bulunduruluyor. Ve daha nice hukuksuzluklar…
Diğer taraftan 30 Ocak
operasyonu sonrası tahmin ettiğimiz gibi gerek sosyal medyada gerekse ulusal
medyada eş zamanlı olarak bir karalama kampanyası başlatıldı. İftiralar ve
karalama maksatlı paylaşımlar, bir yandan olayın her tarafta duyulmasına sebep
olurken diğer taraftan kafaların karışmasına da sebep oldu.
Bizler de hem bu hukuksuzluklara
çözüm bulabilmek, tecrübeli kişilerden fikir alabilmek hem de bu algı
operasyonlarının altında ezilmemek için son bir ay boyunca durmadan görüşmeler
yaptık. Gittiğimiz kişi ve kurumlarda, bir yandan bu hukuksuzluklara çareler
ararken diğer yandan kendimizi tanıtarak karalama kampanyaları ve iftiralara
açıklık getirmeye çalıştık.
Tabi bu görüşmelerin hepsinde
ben bulunmadım ancak arkadaşlarımdan aldığım bilgiler ve kendi kanaatlerimle
birlikte sizlere bu bilgilendirmeyi yapma gereği duydum. Çünkü bu görüşmelerin
içeriğini ve neticelerini merak eden bir kitle var ve bende hiçbir şey kapalı kalsın istemiyorum. Topluma mâl olmuş
bir meselenin, toplumdaki yankılarını herkesin bilmeye hakkı var.
Bizler bu zaman zarfında ekipler
halinde birçok kanaat önderi, hoca,
yazar, gazeteci, siyasetçi, hukukçu, sivil toplum kuruluşları ve insan hakları
dernekleri gibi çeşitli çevrelerden kişi ve kurumlarla bizzat görüşmelere
başladık. Gidilen yerlerde kardeşlerimiz kendimizi tanıttı, fikirlerimizi
anlattı, iftiralardan bahsettiler. Karşılıklı hasbihal ile geçen çok verimli
tanışmalar ve ziyaretler gerçekleşti. Bu görüşmeler esnasında hemen hemen
hepsine, operasyonun ayrıntılarının anlatıldığı, atılan iftiraların gerçek
yönünün açıklandığı, görüşlerimizi ve faaliyetlerimizi tanıtan dokümanlar ve
videolar sunuldu. Kafa karışıklıkları giderilmeye çalışıldı, fikir alındı.
Öncelikle belirtmek istiyorum ki bu esnada çok güzel bir nezaket gördük,
hepsine çok teşekkür ediyoruz.
Bu ziyaretlerin bereketini ve
görüşmelerden elde edilen bazı verileri (ilk olarak özetle) paylaşmak
istiyorum.
Gerçekleşen bu operasyon sonrasında yapılan görüşmeler bazı önemli
hususları gün yüzüne çıkardı.
1- Biz yaklaşık 30 yıldır İslami Faaliyet yapan bir cemaat olmamıza rağmen engellenme sürecinden itibaren (4 yıl önce) Türkiye’de tanınmaya başlamışız. “Sizi ilk defa dört yıl önce tanıdık” diyen çok kişi ile karşılaştık.
2- Alparslan Kuytul Hocaefendi, halkımızın siyasi yorumlara olan merakı sebebiyle İslami ilimlerdeki derinliği ile değil de siyasi açıklamaları ile gündem olmuş! Hâlbuki İslami konferansları ve derslerinin yanında siyasi açıklamaları belki %5 derecesinde…
3- 30 Ocak, Şafak operasyonu öncesi başka operasyonlara da maruz kalmışız. Bir kısmını zamanında anlamış olsak da bir kısmının biz de yeni farkına varıyoruz. (Açıklayacağım)
4- Aslında toplumun %95’inin rahatsız olduğu ve kendi aralarında konuştuğu konuları Alparslan Kuytul Hocaefendi yüksek sesle dile getirmiş!
5- Hassaten İslami kesimin büyük bir çoğunluğu kırpılmış videolardan (sosyal medya operasyonundan) etkilenmemiş!
6- Bize yapılan bu susturma operasyonunun daha sessizi, birçok grup ve cemaate bizden önce yapılmış!
7- Kimse kendinden emin değil ve suçlu olmadığı halde herkes her an kendine de bir operasyon yapılabilir beklentisinde yani toplumda yarına güven yok!
8- Kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşlarının neredeyse tamamı Türkiye’de sürecin hukuki değil siyasi işlediğini düşünüyor!
9- Bizim gibi bir cemaate böyle bir operasyonun yapılacağını herkes zaten bekliyormuş, kimse şaşırmamış! (Sebeplerini açıklayacağım)
KONUYU GENİŞLETECEK OLURSAK:
Furkan Vakfı Ve Alparslan Kuytul Olayının Yankıları:
Yaklaşık bir ay önce
başladığımız ve çeşitli kişi ve kurumlarla yaptığımız görüşmeler neticesinde
şuna açıkça kanaat getirdik ki; Furkan Vakfı Baskını ve Alparslan Kuytul
Hocaefendi’nin tutuklanması olayı Türkiye’de ve Dünya Müslümanları arasında
tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir yankı bulmuş.
Yapılan görüşmelerin nerdeyse
tamamında karşılaştığımız husus şu; olaya tepkisini dile getirsin ya da
getirmesin biz anlatmadan onlar zaten olayımızı ve sürecin nereye varacağını ilgiyle
ve yakından takip ediyorlar, yapılan hukuksuzlukların da farkındalar.
Hatta
siyasetçiler de dâhil olmak üzere birçok kesim Alparslan Kuytul Hocaefendi’yi
videolarından takip ediyor ve son konuşmalarının neler ve hangi konularda
olduğunu çok iyi biliyor.
İslami Camianın Furkan Vakfı Operasyonuna Ve Alparslan Kuytul Hocaefendinin
Tutukluluğuna Bakışı:
İslami camiadan sivil toplum
kuruluşları da dâhil yaklaşık 50 kadar hoca ve kanaat önderi ile görüşüldü.
Burada ortak kanaatlerden bahsedeceğim. Söylenenleri eksik ya da fazla
olmaksızın aynen belirtmeye çalışacağım.
Bize yapılan bu operasyonun;
1-
Cemaatlere yapılan
baskı kapsamında olduğu,
2-
Susturma amaçlı
olduğu,
3-
Diğer grup ve
cemaatleri de korkutma maksatlı olduğu,
4-
Hükümete karşı
tenkitleri açıkça dile getirdiğimiz için,
5-
Tevhidi
anlattığımız için olduğu düşüncesi gene olarak hâkim.
Bu durumda sabırla ve teenni ile yolumuza
devam etmemiz gerekliliği ise özellikle vurgulandı.
Yaşadığımız süreç itibariyle;
1-
Türkiye’de İslami
faaliyetlerin önünün kapatılmaya çalışıldığı,
2-
Siyasi baskının
arttığı,
3-
İkinci 28 Şubat
sürecinin yaşandığı,
4-
Konuşma ve ifade
hürriyetinin kalmadığı gibi tenkit hürriyetinin ise asla kimseye tanınmadığı,
5-
Türkiye’nin
geleceğinde Müslümanların durumuna dair ciddi endişelerin olduğu,
6-
(Bir kısmı)
kendilerine de çeşitli şekillerle tehditlerin geldiği,
7-
Bir sabah
baskınla uyanma ihtimalinin her Müslüman için bulunduğu,
8-
Karanlık bir
süreçten geçtiğimiz gibi ciddi endişelerin yaygın bir kanaat olduğu özellikle
vurgulanan noktalar arasında.
Bunlar
maalesef İslami camianın ortak kanaatleridir. Yani konuşulan kimselerden hemen
hemen hiç biri Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu olumlu değerlendirmemiş,
bize yapılanın da bizim hatamızdan kaynaklandığını ifade etmemiştir.
Evet,
Hocaefendi’nin doğruları açık açık konuşmasına katılmayarak ‘keşke bu kadar açık konuşmasaydı’ diyenler
elbette olmuştur ancak onlar da ‘bu bir
tercih meselesidir, Alparslan Hoca mikrofondan gür söylemeyi tercih etmiştir’
cümlesini eklemişlerdir. Yine görüşlerimize katılmayan birkaç kişi de ‘görüşlerinize katılmıyorsak da bu,
yapılanı tasvip etmek manasına gelmez, yapılan açıkça zulümdür, insan tenkit
ediyor, görüşlerini söylüyor diye tutuklanamaz’ demişlerdir. Hatta ‘bu durumda elimizden ne geliyorsa maddi
manevi yardımcı olmak isteriz’ diye eklemişlerdir. Allah hepsinden razı
olsun.
Bizim
hatalı olduğumuzu söyleyerek bizi kınayan bir üstad ise şu cümleyi sarf
etmiştir: “Siz de cetvel gibi doğrusunuz
kardeşim! Bu kadar da olmaz ki! Bakın falan’a… Sizde onun gibi biraz eğilip
bükülseydiniz başınıza bunlar gelmezdi!” (Bunun dışında da bazı haklı
eleştiriler var onlara da değineceğim)
Hatta
saygıdeğer bir Hocamızın şu ifadeleri oldukça dikkat çekicidir: Size yapılana ‘adaletsizlik’ demek yetersiz
kalır, bu aleni bir zulümdür. Türkiye’de gerçek İslam gelmediği müddetçe
zulmün devam edecektir. Bu yüzden Türkiye'de bu zulme şahit olmaktansa içerde
kalmak zulme şahit olmamak açısından daha tercihe şayandır. Bugün siyaset, zulüm
ve çirkeflik üzerine kuruludur ve her ne kadar hak ortaya konulmaya çalışırsa
çalışılsın, karşı taraf buna zulümle karşılık verecektir…
Müslüman kardeşlerimizle yapılan bu görüşmeler
çok bereketli geçti. Ziyaretine gidilenler bu ziyaretlerin ve görüşmelerin
devam etmesi gerekliliğini özellikle vurguladılar ki biz de aynı kanaatteyiz.
Tüm hocaların, kanaat önderlerin ve sivil
toplum kuruluşu mensuplarının hassaten Hocamıza ve arkadaşlarımıza selamları
var.
Birçoğu maddi-manevi destek olmak istediklerini özellikle belirttiler ve
Hocaefendi tahliye olursa bizzat ziyaret etmek istediklerini bildirdiler. Buyursunlar gelsinler başımız üstünde yerleri var.
Biz de bu vesile ile kendilerine bir kez
daha teşekkür ediyoruz. Gösterdikleri kardeşlik, hüsn-ü zan ve yardımlaşma
arzusu bizleri ziyadesiyle memnun etti. Allah hepsinden binlerce kez razı olsun.
Semra Kuytul
03 Haziran 2018
Not:
Bu kısım yazımızın ilk bölümü. İnşaallah yarın ve diğer gün iki bölüm daha
yayınlayacağım.
İkinci
ve üçüncü bölümde de şu konulara yer verdim.
2. Bölüm:
1- Görüşmelerimiz Esnasında Bize Yapılan Bazı Dostane Eleştiriler
2- Şimdiye Kadar Maruz Kaldığımız ve Bazılarını Bizim Bile Fark Etmediğimiz
Diğer Operasyonlar
3. Bölüm:
1- Siyasetçilerin Olayımızı Değerlendirmesi ve Alparslan
Kuytul Hocaefendi’nin Tutukluluğuna Bakışları
2- Yaşadığımız Operasyon Hakkında -Hukukçular ve Emniyet Mensupları
gibi- Bilirkişi Kanaatleri
3- İnsan Hakları Örgütlerinin Olay Hakkındaki Değerlendirmeleri
Allah razı olsun
YanıtlaSilAllah razı olsun. Allah kolaylık versin inşallah.
YanıtlaSilENFAL Suresi 30.ayete kulak verelim:
YanıtlaSilHani kâfirler seni TUTUKLAMAK veya ÖLDÜRMEK, ya da (Mekke’den) çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlar. ALLAH da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır
Alparslan Kuytul Hocaefendi bile bizim -FURKAN VAKFI- bu kadar tanınacağımızı
tahmin deneyebilirdi.
Ama Allah'ın da planı var.
VE INŞALLAH YENİDEN ARAMIZDA GÖRMEYİ UMUT EDİYORUZ...
Hakikatler bütün kuvvetlerin üstünde bir kuvvettir. (AlparslanKuytul Hocaefendi)
YanıtlaSilBize atılan iftiralarin hakikati ortaya çıkmaya başlamıştır.
Allah bize yeter O ne güzel vekildir...
Kimse kendinden emin değil ve suçlu olmadığı halde herkes her an kendine de bir operasyon yapılabilir beklentisinde yani toplumda yarına güven yok!
YanıtlaSil8- Kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşlarının neredeyse tamamı Türkiye’de sürecin hukuki değil siyasi işlediğini düşünüyor!
***
Neye hala anlamıyorsunuz.! Yoksa anlamak istemiyor musunuz.?
https://bredaholland.blogspot.com/2018/05/neye-hala-anlamyorsunuz-yoksa-anlamak.html
Siz hakikaten salak mı,aptal mı.budala ahmak mı yoksa zeka özürlü müsünüz.?
SilYoksa şahsiyetinizin bozuk olmasından dolayı kifayetsiz misiniz.?
Adam,Diyanetten sorumlu kişi açık seçik anlaşılır bir şekilde izah ediyor.
***
Tedavisi.
Mefhumlar; zihinde vakıası idrak edilebilen manalardır.
http://huseyinsas.blogspot.com/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb
Kifayetsizsen bir kifayetsiz olduğunu farkedemiyorsun.’’
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/hjVLxBdKZsU
https://www.youtube.com/watch?v=AZSAFnYd82s